Kamulaştırmasız El Atma Hakkında Bazı Yargıtay Kararları

  1. İmar planında semt spor sahası olarak ayrılan taşınmazın kamulaştırma yetkisi taşınmazın bulunduğu belediyeye aittir.

YARGITAY 5. Hukuk Dairesi 2012/19201 E., 2013/131 K.

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın husumetten reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece, husumete ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.

Yapılan incelemede; dava konusu taşınmazın imar planında semt spor sahası olarak ayrıldığı ve el atılmadığı tespit edilmiştir.

5393 sayılı Belediye Kanununun 14/a maddesi uyarınca park ve yeşil alanlar ile gençlik ve spor hizmetlerinin belediyelerin görevleri olduğu belirtilmiştir.

Bu durumda, semt spor sahalarının mahalle sakinlerinin ihtiyaçları için, belediyelerin sağladığı bir hizmetin sunulduğu sahalar olduğu anlaşıldığından, husumetin davalı … Başkanlığına yöneltilmesi doğrudur.

Bu itibarla işin esasına girilerek taşınmazın imar planında semt spor sahası olarak ayrıldığı tarih belirlenip gerekli inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre hüküm kurmak gerektiği gözetilmeden davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi,

Doğru görülmemiştir.

Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U….nun 428 maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının …. irad kaydedilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

2- Ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır.

YARGITAY 1. Hukuk Dairesi 2015/5232 E. , 2015/5568 K.”İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :ANTALYA 4. SULH HUKUK MAHKEMESİ

TARİHİ :23/10/2012

Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi .. ..’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

 -KARAR-

Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir. Davacılar dava dilekçesinde; 13197 ada 1 parsel (27881 ada, 1 parsel) sayılı taşınmazda mirasbırakanları H.. H.. P..’nın payı üzerinde elbirliği halinde malik olduklarını, davalı … Belediyesi’nin taşınmazı park haline getirerek, diğer davalı … Çiçekçilik ve Peyzaj Limited Şirketinin ise, ofis, sera, çiçek satış reyonu ve bina yaparak ticarethane olarak kullandıklarını Belediye aleyhine kamulaştırmasız elatmanın önlenmesi davası açtıklarını ileri sürerek, geriye dönük son beş yıllık ecrimisil istemişler, davalı Şirket, şirket ortaklarından bir kısmının kadastral parselde paydaş olduğunu, imar uygulamasından önce yapılan yapıların imar uygulaması ile tecavüzlü hale geldiğini, muhdesat bedeli ödeninceye kadar kullanım haklarının olduğunu davalı Belediye ise ; taşınmazda paydaş olduğunu, paydaşların intifadan men koşulu gerçekleşmeden ecrimisil isteğinde bulunamayacağını, kamulaştırmasız elatma nedeniyle açılan tazminat davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; kadastral 827 ada 3 parsel sayılı sebze bahçesi vasıflı ve 828 ada 142 parsel sayılı yol fazlası, taşlık nitelikli taşınmazlarda davalı şirketin sözünü ettiği A.. Ç.. 1/2 oranında paydaş iken payının 07.02.1990 tarihinde yapılan imar uygulaması ile 5578 ada 1 ve 5561 ada 1 parsellere gittiği, A.. Ç..’in her iki imar parselindeki payını 15.02.1996 tarihinde … Belediyesi’ne bağış yoluyla temlik ettiği ve 20.9.2006 tarihinde ölen A.. Ç..’in, eşi F.. ve çocukları M.., M.. ve A..’yi mirasçı olarak bıraktığı, davalı Şirketin ise 21.12.1990 tarihinde A.. Ç.. ve B.. Ç.. tarafından kurulduğu, bu arada taşınmazların 15.12.1998 tarihinde ikinci kez imar uygulaması görerek 12731 ada 1 ve 12732 ada 1 parsellere gittiği, davacı H.. H.. P.. mirasçıları ve davalı … Belediyesinin bu imar parsellerinden 12731 ada 1 parselde paydaş oldukları, daha sonra taşınmazların 16.09.2009 tarihinde üçüncü kez imar uygulaması görerek davacıların mirasbırakanı ve davalı Belediyenin 13197 ada, 1 parsel sayılı taşınmazda paydaş kılındıkları, bu imar uygulamasının İdari Yargıca iptal edilmesi üzerine 31.03.2010 tarihinde dördüncü kez imar uygulamasına tâbi tutularak 27881 ada, 1 parsel sayılı taşınmazda davacıların murisinin 21/6508 oranında, davalı Belediyenin 263/6508 oranında paydaş hale geldikleri, davalı Şirketin dava konusu taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, davacılar tarafından davalı belediye aleyhine açılan kamulaştırmasız elatmadan kaynaklı tazminat istemi ile 25/09/2009 tarihinde açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda davanın kabulüne ilişkin verilen kararın temyiz incelemesi sonucunda düzeltilerek onanmasına karar verildiği görülmektedir.

Dava konusu taşınmazın son imar uygulaması ile 27881 ada, 1 parsel sayısını aldığı, 6.508 m² yüzölçümünde, semt spor sahası vasfında olduğu, davacıların 21/6508 pay üzerinde elbirliği halinde malik oldukları, taşınmazda kullandıkları herhangi bir yer bulunmazken, 263/6508 pay maliki davalı Belediyenin taşınmazın tamamını bisiklet yolu, oturma alanları, taşınmazda mülkiyet hakkı bulunmayan … Çiçekçilik adı altında faaliyet gösteren tüzelkişiliğe ait seralar, satış dükkanları ve su havuzu yapmak suretiyle işgal ettiklerinin keşfen sabit olduğu, UYAP üzerinden yapılan incelemede; davacılar tarafından davalı Belediye aleyhine 25/09/2009 tarihinde açılan kamulaştırmasız elatmadan kaynaklanan tazminat davasının kabulüne karar verildiği, Antalya Asliye 4. Hukuk Mahkemesinin 2009/356 Esas, 2012/37 Karar sayılı, kararının temyizi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2012/10677 Esas, 2012/17514 Karar sayılı ilamı ile taşınmazın dava tarihi itibariyle değerinin keşfen belirlenen bedelinin tahsiline karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı vurgulanarak bedelin tamamına dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği, son imar uygulaması ile oluşan 27881 ada, 1 parselin tapu kaydının davacıların miras payı oranında iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmesi gereğine değinilerek düzeltilerek onama yapıldığı henüz kararın kesinleşmediği anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere; gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK’nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)

Somut olayda; mahkemece, davalı Belediye ve şirketin davacıların paydaşı olduğu taşınmaza haklı ve geçerli bir neden olmaksızın müdahale ettiği benimsenmek suretiyle ecrimisil isteğinin kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki; çekişme konusu taşınmazda davacılar murislerinin payı üzerinde paydaş olduklarına göre elatılan bölüm yönünden davacıların payı oranında ve her bir davalının kullandığı alan belirlenerek sorumlu olacakları ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken davacıların pay oranları gözetilmeksizin ve davalıların kullandıkları alan ayrı ayrı belirlenmeksizin taşınmazın tamamı üzerinden hesaplanan toplam ecrimisilden davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuş olması da doğru olmadığı gibi ecrimisilin belirlenmesinde davacılar tarafından 25/09/2009 tarihinde açılan tazminat davası da değerlendirilmeksizin sonuca gidilmiş olması doğru değildir.

Hâl böyle olunca; Antalya Asliye 4. Hukuk Mahkemesinin 2009/356 Esas, 2012/37 Karar sayılı, kararının değerlendirilmesi ve elatılan bölüm yönünden davacıların payı oranında ve her bir davalının kullandığı alan belirlenerek sorumlu olacakları ecrimisilin hüküm altına alınması için karar bozulmalıdır. Davalıların temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

3- Kamulaştımasız el atılan taşınmazın değer tespiti yapılırken emsal taşınmazların yakın tarihli satışları esas alınabilir. Ancak esas alınan taşınmazın satış tarihi çok eski ise değer tespiti yapılırken bu satıştan yararlanmak mümkün değildir.

YARGITAY 5. Hukuk Dairesi 2017/6912 E. , 2017/27034 K.”İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca BOZULMASI hakkında 18.Hukuk Dairesinden çıkan kararı kapsayan 12/05/2016 gün ve 2016/5664 Esas – 2016/7820 Karar sayılı ilama karşı davacı vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü:

-K A R A R-

Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemli davanın kabulüne dair mahkeme kararı davalı idare vekilinin temyiz üzerine bozulmuş; bu karara karşı, davacı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Dava konusu taşınmaza yeşil alan düzenlemesi, ağaçlık ve bisiklet yolu yapılmak suretiyle fiilen el atıldığı ve proje bütünlüğü gözönüne alındığında imar planında “semt spor sahası” alanında kalan, davacının hissesinin tamamının bedeline hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı,

Bu kez yapılan inceleme ile anlaşılmakla,

Davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile (Kapatılan) 18 Hukuk Dairesinin 12/05/2016 gün ve 2016/5664 esas 2016/7820 karar sayılı bozma kararı kaldırılarak yeniden yapılan incelemede; Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; Demircikara mahallesi 27881 ada 1 parsel sayılı taşınmaz arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanunu’nun kıymet takdir esaslarını belirten 11.maddesinin 1.fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda somut emsal alınarak incelenen … mahallesi 5365 ada 5 (9) parsel sayılı taşınmazın 17.07.1995 tarihli satışının esas alındığı, satış tarihinin çok eski olması sebebiyle, bu emsali esas alarak inceleme yapan rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re’sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,

Doğru görülmemiştir.

Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden, hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, davacıdan peşin alınan karar düzeltme harcı ile davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 04/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

4- Ecrimisile Hükmedilebilmesi İçin Taşınmazın Kullanım Biçiminin Sonuca Etkili Olmadığına dair:

T.C.YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ

E. 2011/11463 K. 2011/16600 T. 27.10.2011

• KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMA ( Asfalt ve Tretuvar Yapılma Suretiyle El Atılan Taşınmaza El Atıldığı Tarihten Kamulaştırmasız El Atma Davası Arasındaki Dönem İçin Ecrimisil Talebinin Kabulü Gereği – Ecrimisile Hükmedilebilmesi İçin Taşınmazın Kullanım Biçiminin Sonuca Etkili Olmadığı )

• ECRİMİSİL TAZMİNATI ( Başkasına Ait Taşınmazı Haksız Olarak Kullanan Kişi İşgal Nedeniyle Doğan Zararları ve Elde Ettiği Semereleri Tazminle Yükümlü Olduğu – Ecrimisile Hükmedilebilmesi İçin Taşınmaz Üzerinde Bina Bulunmasının ve Kullanım Biçiminin Önemli Olmadığı )

• ECRİMİSİL TAZMİNATINA HÜKMEDİLEBİLMESİNİN KOŞULLARI ( Taşınmaz Üzerinde Bina Bulunmasının ve Taşınmazın Kullanım Biçiminin Tazminata Hükmedilebilmesine Etkili Olmadığı – Taşınmazın Tahsis Amacı İtibariyle Gelir Getirmeye Örgütlenmemiş Olmasının Ecrimisil Tazminatı Hükmedilmesine Engel Teşkil Etmediği )4721/m. 995

ÖZET : Ecrimisile hükmedilebilmesi için, taşınmaz üzerinde bina vs. bulunması şart olmayıp, taşınmazın kullanma biçiminin de önemi yoktur. O kadar ki, haksız olarak kullanılan taşınmazın ekonomik tahsis amacı itibariyle gelir getirmeye örgütlenmemiş olması dahi sonuca etkili değildir.

DAVA : Dava dilekçesinde 8.040 TL ecrimisilin, faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili dilekçesinde; davacılara ait Kartal – Yukarı mah. 5635 Ada, 149 Parsel sayılı taşınmaza, davalı idare tarafından Bağdat Caddesinde yol genişletme ve kaldırım çalışması yapılırken, davacılara ait taşınmazın bir bölümüne “yol ve kaldırım yapılarak fiilen işgal edildiğini belirterek 2002-2006 yılları için toplam 8.040 TL ecrimisili tahsilini istemiştir.

Davalı vekili cevabında; Belediyenin kendisine yasayla tanınan görevi yaptığını ayrıca el atılsa dahi gelir getiren bir amaçla kullanılmadığı ve kamusal amaca terkedilmesi dolayısıyla ve kamulaştırmasız el atma sebebiyle tazminat istemiyle dava açıldığında ecrimisil istenemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.

Mahkeme; bilirkişilerce kira esası üzerinden ecrimisil hesaplanmış ise de; taşınmazın ne şekilde kiralanacağı konusunda alınan ek raporda bu yerin zemin kattaki dükkanların giriş kapıları olduğundan başka kişilere kiralanamayacağı bildirildiğinden ve aynı yere dair kamulaştırmasız el atma bedeline hükmedildiği, davacının bu yerde ne şekilde istifade edeceğinin ispat edilemediği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.

T.M.K.995 inci maddeye göre ve 8.3.1950 gün ve 22/4 Sayılı YİBK. Kabul edildiği gibi; başkasının taşınmazını haksız olarak kullanmış olan kötüniyetli kimse, o taşınmazı haksız olarak elinde tutmuş olmasından doğan zararları ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği semereleri tazminle yükümlüdür. Zira, işgal zararı; gelir getirebilecek bir yerin haksız işgali sebebiyle malikin o yerden olağan biçimde yararlanmaması yüzünden mal varlığındaki artışa engel olmaktır. Bu engel olmanın sağladığı mal varlığına girmeyen çoğalma en az kira en çoğu da tam gelir yoksunluğu olarak değişebilir. Tazminatın amacı, el atma olmasaydı malikin mal varlığı ne durumda olacak idiyse o durumun sağlanmasıdır.

Ecrimisile hükmedilebilmesi için, taşınmaz üzerinde bina vs. Bulunması şart olmayıp, taşınmazın kullanma biçiminin de önemi yoktur. O kadar ki, haksız olarak kullanılan taşınmazın ekonomik tahsis amacı itibariyle gelir getirmeye örgütlenmemiş olması dahi sonuca etkili görülmemiştir.

Dosyada mevcut 3.7.2007. tarihli Fen Bilirkişi raporuna göre, taşınmazın 169.70 metrekarelik kısmına Büyükşehir Belediyesince fiilen asfalt yol ve tretuar yapılmak suretiyle el atıldığı belirlenmiş olup, davalının taşınmaza el attığı tarihten, kamulaştırmasız el atma sebebiyle tazminat davası tarihi arasındaki döneme dair ecrimisil talebinin değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ve yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün H.U.M.K.nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 27.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

5- Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz hakkında ecrimisil bedeli belirlenirken izlenecek yönteme dair:

YARGITAY 5. Hukuk Dairesi 2018/6828 E. , 2019/12922 K.”İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki asıl dava kamulaştırmasız el atılan taşınmaza yönelik el atmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil davasının kabulüne, birleştirilen davalı belediyece diğer davalıya yapılan satışın ve tapunun iptali ile TEDAŞ Genel Müdürlüğü adına tescili mümkün olmazsa bedelinin tahsili davasının açılmamış sayılmasına dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı … vekillerince verilen dilekçelerle istenilmiş; davacı vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 27/06/2019 günü temyiz eden davacı vekilinin yüzüne karşı; usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediklerinden diğer taraf vekillerinin yokluklarında duruşmaya başlanarak davacı vekilinin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.

 – K A R A R –

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaza yönelik el atmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil; birleştirilen dava ise davalı belediyece diğer davalıya yapılan satışın ve tapunun iptali ile TEDAŞ Genel Müdürlüğü adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak, asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın ise açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı (birleştirilen dosya davalısı) ile birleştirilen dosya davacısı DEDAŞ vekillerince temyiz edilmiştir.  Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; dava konusu taşınmazın yargılama devam ederken, ifraz edildiği, dava konusu trafo yerlerinin bulunduğu … ada … parsel sayılı taşınmazın 24.09.2013 tarihinde … Yapı İnşaat San. Tic. Ltd. Şti’ne satıldığı anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK’nin 125/2 maddesine göre, davanın açılmasından sonra, dava konusunun davacı tarafından devredilecek olması halinde, devralmış olan kişinin, görülmekte olan davada davacı yerine geçeceği ve davanın kaldığı yerden itibaren devam edeceği düzenlendiğinden, mahkemece davacı sıfatıyla yeni malik davaya dahil edilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, 2) Birleştirilen davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği halde, devir kurulunca devri yapılan 630 m2’lik kısmın TEDAŞ Genel Müdürlüğü adına tesciline karar verilmesi, 3) Ecrimisil talebi yönünden; öncelikle dava konusu taşınmazın arsa mı, arazi mi olduğunun belirlenmesi gerekir. Bunun için de; taşınmazın değerlendirme tarihinde belediye imar planı içinde olup, olmadığı, değilse belediye veya mücavir alan sınırları dahilinde bulunup bulunmadığı, belediye hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadığı ve etrafının meskun mahal olup olmadığı hususları Belediye Başkanlığından sorulup, alınacak yazı cevabına göre, taşınmazın vasfı belirlendikten sonra taşınmazın niteliğine göre oluşturulacak bilirkişi eşliğinde mahallinde keşif yapılarak; Arsa vasfında ise; taşınmazların bulunduğu mevkideki diğer arsaların dava tarihinden geriye doğru ecrimisil istenen süre içinde kiraya verilip verilmedikleri, veriliyor ise nasıl ve ne şekilde kiralandıklarının taraflardan delilleri sorulmak suretiyle tespit edilmesi, varsa emsal kira sözleşmeleri ibraz ettirilerek, arazi vasfında ise; dava tarihinden geriye doğru taşınmazlara yıllık ekilebilecek ürünler belirlendikten sonra tespit edilecek dekara net gelirine göre ve dava tarihinden geriye doğru, dava konusu taşınmazı devreden davacının dava konusu taşınmazı satın aldığı tarihe kadar hesap yapan rapor doğrultusunda hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden; Taleple bağlı kalınarak karar verilmişse de, hangi bilirkişi kurulu raporunun hükme esas alındığı gerekçeli kararda açıkça gösterilmeyerek infazda tereddüte yol açılması,

 Doğru görülmemiştir.

Davacı ve davalı … vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, temyiz eden davacı yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 2.037,00-TL. vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 27/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

6- Kamulaştırmasız el atma davalarında davalı idare davaya cevaben “taşınmaz hakkında  fiili olarak bir el atmanın da bulunmadığını, alanın boş olduğunu, uygulama imar planından önce de(nazım imar planında da) taşınmazın park alanı olarak ayrıldığını , bu nedenle taşınmaz sahibinin anılan taşınmazdan gelir elde etme imkanı (zararı) bulunmadığından ecrimisil isteyemeyeceğini, işgalin olduğu varsayılsa bile davacının yıllarca fiili kullanıma göz yumarak davalı idare aleyhine el atmanın önlenmesi davası açmadığını bildirip davanın reddini” savunacaktır. Ancak bu savunmalar yerinde olmayıp ecrimisile hükmedilmesini engellemeyecektir.

YARGITAY 1. Hukuk Dairesi 2014/13333 E. 2016/64 K.”İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ :ECRİMİSİL

Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden paydaşı olduğu 5563 ada 1 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması ve 09/11/2009 tarihli imar plan değişikliği ile oluşan 5534 ada 2 parsel sayılı spor sahası nitelikli taşınmazda 40/689 payın adına 22/09/2010 tarihinde tescil edildiğini, imardan önce paydaşı olduğu 1 parsel sayılı taşınmaz üzerine davalının tenis kortu, futbol sahası, basketbol sahası, çay evi ve müştemilatı yaparak yaklaşık 10-15 yıldır haksız olarak el attığını ileri sürerek kayden paydaşı olduğu 2 sayılı parselin geldisi olan 5563 ada 1 parsel sayılı taşınmaza davalı tarafından haksız olarak el atılması nedeniyle dava tarihinden geriye dönük beş yıllık toplam 3.000,00 TL ecrimisil bedelinin her yılın sonundan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini, 24/06/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile de 15/03/2007-22/09/2010 tarihleri arasındaki dönem için 34.822,38 TL ecrimisil istemiştir. Davalı vekili, öncelikle davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, Mahkeme aksi kanaatte ise, davacının paydaşı olduğu 5534 ada 2 parsel sayılı taşınmaz hakkında belediyece alınmış bir kamulaştırma kararı olmadığı gibi fiili olarak bir el atmanın da bulunmadığını, alanın boş olduğunu, ayrıca revizyon öncesi 5563 ada 1 parselin semt spor sahası vasfında olduğunu, bu nedenle davacının anılan taşınmazdan gelir elde etme imkanı (zararı) bulunmadığından ecrimisil isteyemeyeceğini, işgalin olduğu varsayılsa bile davacının yıllarca fiili kullanıma göz yumarak belediye aleyhine el atmanın önlenmesi davası açmadığını bildirip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile; 18/02/2008-31/12/2008 tarihleri arası 8.500,62 TL, 01/01/2009-31/12/2009 tarihleri arası 10.092,00 TL, 01/01/2010-22/09/2010 tarihleri arası 8.343,98 TL ecrimisilin dönemsel yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

 -KARAR-

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 1.379.03.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 11.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

7- Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz hakkında ecrimisil bedeli belirlenirken izlenecek yönteme dair:

YARGITAY 5. Hukuk Dairesi 2018/2764 E. ,

2018/19961 K.”İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ile ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –

 Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ile ecrimisil istemine ilişkindir. Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1)Ecrimisil; diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; “fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması ve haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği” vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma ve eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (kira geliri) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK’nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı) Bu nedenle, taraflardan değerlendirme gününden önceki emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira paraları resen araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtildikten sonra, dava konusu taşınmaz ile emsallerin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik yönleri belirlendikten sonra taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarında getirebileceği kira parası, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak belirlenmelidir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının yansıtılması suretiyle bulunmalıdır. Yukarıda açıklandığı şekilde; değerlendirme gününden önceki kira sözleşmesi emsal alınıp ilk dönem ecrimisil bedeli belirlenip sonraki dönemler için ÜFE artış oranının yansıtılması gerekirken, değerlendirme gününden çok sonraki tarihli bir kira sözleşmesi esas alınıp geriye doğru endeks uygulamak suretiyle ecrimisil bedeli belirlenmesi,

2) Bozmadan önceki hükmün ortadan kalktığı düşünülmeden dava konusu taşınmazın kamulaştırmasız el atılan kısmının tazminat bedeli ile ilgili yeniden hüküm kurulmaması,

 Doğru olmadığı gibi;

 3) 7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanunu’nun 10/8 fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden,

Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle taraf vekillerinin temyiz istemlerinin kabulü ile BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 08/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Leave a Reply:

Your email address will not be published.