KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMA ve HUKUKİ NİTELİĞİ

Kamulaştırma yapmaya yetkili olan devlet, kamu tüzel kişileri, kamu kurumları, veya kamu yararı bulunması halinde yararlarına kamulaştırma yapabilecek gerçek ve özel hukuk kişileri Kamulaştırma Kanunu’na uygun bir işlem yapmadan veya başlanmış işlemleri tamamlamadan, özel mülkiyete konu taşınmazlara kısmen veya tamamen, taşınmazın kullanılmasına engel olunarak, mülkiyet kastıyla kalıcı nitelikte fiilen ve hukuken bedelsiz olarak el koyma işlemi “kamulaştırmasız el koyma”dır.

Mülkiyet hakkı Anayasa’nın 35. Maddesinde “Mülkiyet Hakkı” başlığıyla tanımlanmış, “Kamulaştırma” başlıklı 36. Madde ile de mülkiyet hakkına bir sınırlama getirerek, kamu yararının gerektirdiği hallerde, mülkiyetin gerçek karşılığının peşin olarak ödenerek kamulaştırma yapılabileceğini belirtmiştir.

Kamulaştırmasız el atma dayanağını Anayasa ve yasalardan almayan mülkiyet hakkını ihlal eden müdahalelerdir. Kamulaştırma, yasalara uygun olarak yapıldığı takdirde yasalken, kamulaştırmasız el atma haksız ve hukuka aykırı bir eylemdir.

 Kamulaştırmasız el atma yapılmış taşınmaz malikine dava yoluyla mülkiyetin bedele çevrilmesi (Kamulaştırmasız El Atma Nedeniyle Tazminat Davası) ya da idarenin hakkın özünü zedeleyen el koyma eylemine son verilmesi (El Atmanın Önlenmesi Davası) yolu açılmıştır.

 Kamulaştırma yapılmaksızın taşınmaza idare tarafından fiilen el konulması eyleminde, eylemin idari niteliği kaybolmaktadır ve idarenin açık ve haksız bir fiil oluşturan eylem ve bu eylemden doğan bir zarar ortaya çıkmaktadır. Bu durum “Fiili el atma” olarak adlandırılmaktadır. Öte yandan idare bazı durumlarda imar planlarında bazı taşınmazları kamusal fonksiyona (otopark, yeşil alan, okul vb.) özgülemekte ve bu taşınmazlarda herhangi bir imar/inşaat faaliyetine izin vermemektedir. Hemen yanındaki parsellerde ilgili imar planına göre yapılaşma mümkün iken, piyasa dışı kalan ve mülkiyet hakkının verdiği yetkilerin büyük çoğunluğu kullanılamayan bu tip parseller değerini yitirmektedir. Bu durum da “Hukuki el atma” olarak adlandırılmaktadır. Hukuki el atmada bir haksız fiil yoktur. Zira idare taşınmaz üzerine henüz herhangi bir yapı inşa etmemiş, taşınmaza fiili anlamda el koymamıştır. Ancak idare mülkiyet hakkının özüne dokunduğundan idarenin hukuka aykırı eyleminden bahsedilebilir. Hukuki el atma mevcut olduğu durumlarda da şartları bulunuyorsa tazminat talep etmek mümkündür. Fiili el atmada 2942 sayılı Kanunun geçici 6. maddesi hükümleri, hukuki el atmada ise 2942 sayılı Kanunun Ek 1 inci maddesi hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Hukuki el atma davaları ince nüanslarla dolu başlı başına bir yazı konusu olduğundan burada bu anlatımlarla yetiniyoruz.

Kamulaştırmasız el atma davalarında görevli ve yetkili mahkemeler neresidir?

Fiili el atma söz konusu olduğu hallerde taşınmazın bulunduğu yerdeki Asliye Hukuk Mahkemeleri yetkilidir.

Hukuki el atma söz konusu olduğu hallerde taşınmazın bulunduğu yerdeki İdare Mahkemeleri yetkilidir.

Kamulaştırmasız el atma davalarında zamanaşımı ne kadardır?

                Kamulaştırmasız el atma davalarında zamanaşımı söz konusu değildir. Zira hukukun genel ilkelerinden birisi de mülkiyet hakkının “zaman ötesi” niteliği, başka bir anlatımla mülkiyet hakkının zamanaşımına uğramamasıdır.

2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 38. maddesinde; kamulaştırma yapılmış ancak işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırma hiç yapılmamış iken kamu hizmetine ayrılarak veya kamu yararına yönelik bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmaz malın malik, zilyet veya mirasçılarının bu taşınmaz mal ile ilgili her türlü dava hakkının yirmi yıl geçmekle düşeceği, bu yirmi yıllık sürenin de el koyma tarihinden itibaren başlayacağı düzenlenmekteydi. Ancak Anayasa Mahkemesi bu hükmü anayasaya aykırı bularak iptal etmiştir. (AYM 10.04.2003 gün ve E: 2002/112, K: 2003/33)

Kamulaştırmasız el atmanın kabulü için şartlar nelerdir?

                Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’na göre kamulaştırmasız el koymanın söz konusu olabilmesi için; kamulaştırma yetkisine sahip idare tarafından kamulaştırma yapılmaksızın taşınmaza fiilen el koyulması, el koymanın kamu yararı amacıyla yapılması, el koymanın hukuka aykırı olması, el koymanın kalıcı olması şartları gibi şartlar aranmaktadır. Sıralamak gerekirse:

  1. Taşınmazın Özel Hukuk Kişisinin Mülkiyetinde Olması
  2. Kamulaştırma Yetkisine Sahip İdare Tarafından Kamulaştırma Yapılmaksızın Fiilen El Konulması
  3. El Koymanın Kamu Yararı Amacıyla Yapılması
  4. El Koymanın Hukuka Aykırı Olması

Kamulaştırmasız el koymanın istisnaları nelerdir?

  1. 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesinin Uygulanması Bağlamında Taşınmaza Düzenleme Ortaklık Payı Kapsamında El Konulması (DOP Kesintisi yapılması)
  2. Taşınmazın Bir Bölümünün Yapı İzni Karşılığında Bedelsiz Terk Edilmesi
  3. Malikin El Koymaya Bizzat Muvafakat Etmesi
  4. Acele Kamulaştırma Yapılması

Kamulaştırmasız el atma durumunda hangi davaları açmak mümkündür?

Kamulaştırmasız el atma durumunda “El atmanın önlenmesi davası” ve “Kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası” açmak mümkündür. Bunlardan hangisinin açılması gerektiği noktasında hukuki destek almak çok önemlidir. Dolayısıyla bu davalarda kamulaştırmasız el atma davaları konusunda uzman avukatlarla çalışmak faydalı olacaktır.

Kamulaştırmasız el atma davalarında faiz nasıl hesaplanır?

Kamulaştırmasız el atma davalarındafaizin başlangıcı kamulaştırmasız el koyma tarihi değil dava tarihidir.

Kararın infazı bakımından ise tazminat davaları kesinleşmeden icraya konulabilmektedir. Yargıtay da tazminat ilamının infazı için kesinleşmesine gerek olmadığını belirtmiştir.

Kamulaştırmasız el atmadan dolayı tazminat davasında, dava ıslah edilmiş ise, ıslah edilen miktara dava tarihinden itibaren faiz yürütülür.” (Y. 5. HD., 24.12.2015 gün ve E: 2015/11495, K: 2015/25391)

Paylaştığımız bu Yargıtay Kararı çok kritik bir konuyu açıklığa kavuşturur niteliktedir. Zira Kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası yerin değeri baştan tam bilinmediğinden ötürü belirsiz dava olarak açılmakta, bilirkişi raporu ile bedel tespit edildikten sonra dava değeri ıslah edilmektedir.Dava tarihi ile ıslah tarihi arasındaki süre ortalama 7  8 ayı bulmaktadır. Islahtaki tutara faiz hesabı yapılırken dava tarihinden değil ıslah tarihinden itibaren faiz işletmek maddi anlamda ciddi farklara yol açabilmektedir. Dolayısıyla dikkat edilmediği takdirde ciddi maddi kayıplar söz konusu olabilmektedir.

Kamulaştırmasız el atma davalarında nisbi vekalet ücretine mi  maktu vekalet ücretine mi hükmolunur?

Yargıtay 04.11.1983 tarihinden sonra kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar için açılan davalarda vekalet ücreti ve harcın nispi olarak belirleneceğine karar vermiştir.

Anayasa Mahkemesi kamulaştırmasız el koyma davalarında, mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretinin maktu olarak belirlenmesi gerektiğini düzenleyen 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu Geçici 6. maddesinin 13. fıkrasını 13.11.2014 tarihinde iptal etmiştir.

KAYNAKÇA

Leave a Reply:

Your email address will not be published.